İbn Abbâs (Radıyallâhu Anh)’tan rivayet edildiğine göre Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin en şereflileri; Kur’ân’ın yüklenicileri ve gece ashabıdır.” [Beyhakî, Şu’abü’lÎmân, 4/233, no: 2447.]

Hazırlık sınıfı müfredatını bitiren talebelerimizin hafızlık sınıfına katılmaya hak kazanmaları için talim ve tecvide riayet ederek, ortalama bir buçuk dakikada bir sayfayı yüzüne okuyabilmeleri gerekmektedir. Bu
şartı yerine getiren talebelere, hocalarımızın oluşturduğu komisyonun Kur’ân-ı Kerîm’den belirleyeceği ham sayfalar ezberletilerek ezber kabiliyetleri test edilmektedir. Bu denemede %90 oranında başarı
gösteren talebeler hafızlık eğitimine başlarlar.

Kur’ân-ı Kerîm’i okuyanların nispeten çok olduğu bir coğrafyada, onun manasını anlayanların ne denli az olduğu, manası anlaşılmadan -Rahmân ve Rahîm olan- Allah’ın emir ve yasaklarının idraki ve tatbikinin mümkün olmadığı düşünüldüğünde bir Müslümanın yalnızca Kur’ân-ı Kerîm’i okuyabilmek veya ezberlemek ile yetinmesinin doğru olmayacağı kabul edilmelidir.

Bu sebeple Takvâ Ve İlim medresesinde hazırlık eğitiminin ardından Arapça sınıfına geçmesi uygun görülmüş ve hafızlık
eğitimini tamamlamış olup Arapça okumak isteyen talebeler; dört yıl süreyle eğitim görmektedirler.

Bu süre zarfında Arapça dilbilgisi (Sarf, Nahiv) ve Belâgat alanında, Sultan Fatih Dönemi medreselerinde okutulan temel eserler üzerinden derslere başlarlar. Arapça eğitiminin yanı sıra Hadis, Tefsir, Fıkıh ve Akaid gibi ilim dallarında da giriş seviyesinde eserler ile eğitim almaya devam ederler.

Programın dördüncü ve son yılında Hadis, Tefsir, Fıkıh ve Akaid konularında giriş seviyesi kitaplardan ilgili bölümleri tamamlamış olan talebelerimize; şer’î ilimlere dair Usûl-ü hadîs, Usûl-u fıkıh ve Kelam dersleri verilmekte, donanımlarını arttırmak amaçlanmaktadır.

Zikredilen derslere ek olarak eğitim süresinin tamamı boyunca Talim & Tecvid, Hitabet ve Tasavvuf gibi ilimlere de ihtimam gösterilmektedir.